Enerjide İthalatçı Yerine Üreten Bir Ülke Olmalıyız
Ülkelerin enerji verimliliğini ölçerken uyguladıkları evrensel parametrelerin başında, enerji yoğunluğu geliyor. Enerji yoğunluğu, her 1000 dolarlık Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) üretmek için tüketilen enerjinin Ton Eşdeğer Petrol (TEP) cinsinden hesaplanması yöntemiyle bulunuyor
Ürettiği ya da satın aldığı enerjinin tamamını ekonomik faydaya dönüştüren, kişi başına enerji tüketimi yüksek, enerji yoğunluğu düşük ülkeler gelişmişlik endeksinde üst basamaklarda yer alıyor
Aynı üretim için daha fazla enerji
Türkiye’nin 0,12 (TEP/1000 Dolar) enerji yoğunluğu oranı ile OECD ortalaması olan 0,11’e yakın konumlandığını, 28 AB ülkesi ortalaması olan 0,09 TEP/1000 Dolar seviyesinin üzerinde kaldığını vurgulayan Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Vatansever, “Enerjide net ithalatçı ve yaklaşık yüzde 75 oranında dışa bağımlı bir ülke olarak, enerji yoğunluğumuzu mutlaka AB ortalaması seviyesine indirmemiz gerekiyor. Aynı birim üretimi yapmak için rakibimiz olan ülkelerden daha fazla enerji tüketmek zorunda kalıyoruz.” Dedi
Türkiye’de enerji talebinin dünya ortalamasının üzerinde arttığına dikkat çeken Vatansever, buna karşılık birincil enerji kaynaklarının azaldığını, işletmelerin üzerindeki enerji maliyetlerinin ise arttığını kaydetti. Türkiye’nin 2023 yılına kadar enerji yoğunluğunu yüzde 20 oranında azaltma hedefini desteklediklerini belirten Vatansever, “Dünya ortalamasının 0,18, OECD ortalamasının 0,11 olduğu dikkate alındığında AB ortalamasına ulaşmak için enerjide en az yüzde 25 oranında verimlilik sağlamamız gerektiği anlaşılıyor. İmalat sanayisinin enerji yoğunluğunu dikkate aldığımızda AB ortalamasından daha fazla uzaklaşmaktayız. 2019 yılında 49,3 milyar dolar enerji ithalatı yapan ülkemiz, bir birim üretim yapabilmek için, ihracatımızın yarısına yakınını yaptığımız AB ülkelerinden daha fazla enerji tüketiyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. yorumunu dile getirdi
Elektrik motorlarının %70’i verimsiz
Enerji yoğunluğunun azalmasının, firmaların enerji maliyetlerinin daha rekabetçi olması anlamına geldiğini sözlerine ekleyen Vatansever, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Pandemi döneminde adeta ayakta kalma mücadelesi veren sanayicimiz, daha az enerji tüketerek aynı üretimi yapabileceği yatırımlara dikkatini veremiyor. Ülkemizdeki sanayi tesislerinde kullanılan elektrik motorlarının yaklaşık %70’i düşük verimlilikte motorlardan oluşuyor. Keza ısı kayıpları, atık ısı geri kazanımı, verimli aydınlatma, ısı yalıtımı, enerji izleme sistemleri gibi enerji verimliliği projeleri ile aynı ölçekte üretimi daha az enerji tüketerek yapmamız mümkün. Türk sanayisinin en önemli sektörleri arasında yer alan ve yüksek enerji tüketen çimento, demir çelik, alüminyum, rafineri, petrokimya, cam gibi sektörlerde enerji yoğunluğunu azaltıcı proje ve yatırımlara daha fazla önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”