İzmir İş Dünyası, 'Her Zamandan Daha Çok Sahip Çıkmalıyız'

30 Ağustos Zafer Bayramı sebebiyle İzmir iş dünyası temsilcileri birer mesaj yayınlayarak tüm ulusumuzun bayramını kutlarken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve kurtuluş savaşı şehitlerini de saygı, sevgi ve minnetle andılar

Ülkemiz için dönüm noktası olan, 98’inci yılını kutlayacağımız bayrama her zamandan daha çok sahip çıkılması gerektiğini belirten iş dünyası temsilcileri, “30 Ağustos, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlayan, milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde tüm zorluk ve engelleri aşarak kazandığı bir zaferin eseridir. Birlik ve beraberlik duygusuyla Atamızdan miras kalan Cumhuriyetimizi bağımsızlığımızdan, özgürlüğümüzden ve değerlerimizden ödün vermeden ilelebet yaşatacağımıza dair inancımız tam” mesajı verdiler
 
EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul: “30 Ağustos eşsiz bir kahramanlık örneği”
 
“Yurdumuzun düşman işgalinden kurtuluşunu müjdeleyen “30 Ağustos Zafer Bayramı” tarihimize damgasını vurmuş eşsiz bir kahramanlık örneğidir
 
26 Ağustos 1922 günü başlayan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’da fitilini ateşlediği bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi 30 Ağustos günü hedefine ulaşmıştır. Bugün böylesi şanlı bir mücadele ile kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin mirasçıları olan bizlere düşen en önemli görev, geçmişimizden aldığımız güç ve cesaretle geleceğimize bakmak, birlik ve beraberliğimizden ödün vermeden değerlerimizi savunmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden İstiklal Mücadelemizin bütün kahramanlarını, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, tüm ulusumuzun zafer bayramını kutluyorum
 
KESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seçil Beydemir Kaynak: “30 Ağustos tarihimizde özel bir yere sahip”
 
Bandırma vapuruyla başlayan Milli Mücadele’miz, 30 Ağustos günü Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın kazanılmasıyla beraber zafere ulaşmıştır. 30 Ağustos 1922, Türk milletinin tarihinde eşsiz bir öneme sahiptir. Türk topraklarının düşman işgalinden kurtulmasını sağladığı gibi demokratik toplum kurallarının oluşmasına da vesile olmuştur. Bu sebeple bize bu zaferi armağaneden başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu uğurda canınıvermiş tüm insanlarımızı sevgiyle anıyorum
 
TÜGİAD Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Melih Sebastien Durmuş: “Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı”
 
30 Ağustos 1922, tarihimizin en önemli destanlarından biridir. 30 Ağustos’u sadece askeri zafer olarak değerlendirmek doğru değildir. Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasıyla birlikte ekonomik olarak kendi değerleri üzerinde duran ve demokratik bir devletin temelleri atılmıştır. Samsun’dan başlayan ve İzmir’in dağlarına kadar uzanan Milli Mücadele ruhunun, vatanı düşman işgalinden kurtardığı gün kutlu olsun. Başta Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anarken, vatanı için canını kaybetmiş insanlarımızı saygıyla anıyorum
 
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin: “Özgür bir yurttaş olarak 30 Ağustos’u anmak boynumuzun borcu”
 
Mustafa Kemal Atatürk’ün özgürlük meşalesini Samsun’da yaktığı Kurtuluş Savaşı’mızın 30 Ağustos 1922 günü büyük bir zafer ile nihayete ermesi bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu tüm dünyaya müjdelemiştir. Büyük Taarruz olarak da adlandırılan ve Anadolu topraklarını işgalcilerden temizleyen bu savaşın yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anmak, sadece bir sivil toplum kuruluşu olarak değil bu ülkenin özgür birer yurttaşı olarak da boynumuzun borcudur. Bu sebeple bize bu zaferi armağan eden başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu uğurda canını vermiş tüm insanlarımızı sevgiyle anıyor, hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Unutulmamalıdır ki, bugün bu ülkede özgür birer yurttaş ve vatandaş olarak yaşayabiliyorsak, Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayakta dünya medeniyetleri arasında kendine yer bulabiliyorsa, tüm bunlar o dönem canlarını bu uğurda veren atalarımız sayesinde olmuştur.
 
 
EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Duha Baran: “Çağdaş Cumhuriyetin önünü açtı”
 
Aziz Milletimizin bağımsızlık yolunda gösterdiği azim ve kararlılığın dünyaya ilan edildiği büyük zaferin 98. yıldönümünü kutlamanın mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz. Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayan ve 30 Ağustos 1922’de tarihe altın harflerle yazılan bu zafer, ulusumuzun bağımsızlık uğruna ortaya koyduğu azim ve kararlılığı tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Kurtuluş Savaşı’nın en önemli zaferlerinden birisi olan ve Türk milletinin kaderini değiştiren 30 Ağustos Zaferi, büyük önder Atatürk’ün başlattığı bağımsızlık hareketini başarıya ulaştırmış, demokratik ve çağdaş Cumhuriyet’in kurulmasının da yolunu açmıştır. Bu duygu ve düşüncelerle, 30 Ağustos Zafer Bayramının 97. yılını en içten duygularla kutluyor; Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.
 
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter: “Cumhuriyetin bekçileri kadınlar çalışmaya devam edecek”
 
Kocatepe sırtlarından İzmir’in dağlarına uzanan destansı bir savaşın 98. yılı kutlu olsun.  30 Ağustos sadece bir meydan muharebesi değil ekonomik, sosyal, kültürel, kadın hakları gibi pek çok konuda önemli yeniliklerin yapıldığı ve özgürlüklerin sağlandığı cumhuriyete giden yolda atılan büyük bir adımdır. Türk topraklarını düşman işgalinden kurtarmak ve demokratik bir ülkenin temelini atmak için başlatılan Milli Mücadele’nin zaferle taçlandığı bu günde, Ata’mızı, silah arkadaşlarını ve vatanı için mücadele eden kahraman Türk kadınlarını saygıyla anarken İKKB çatısı altındaki 49 derneğimizle birlikte kadın ve erkeğin eşit, bağımsızlığın daimi, demokrasinin belirleyici, bilimin yol gösterici olduğu Cumhuriyetimizin bekçileri olarak bağımsızlık, barış ve özgürlük için çalışmaya devam edeceğiz. Kendisine tanınan haklarla dünyadaki pek çok ülkeden daha önce özgürlüğüne kavuşan Türk kadını, Atasına olan borcunun bilinci içindedir ve daima bu bilinci koruyacak ve ona layık olduğunu kanıtlayacaktır