İzmir İş Dünyasındaki Rehavet ve Rahatlığa Çözüm Aranıyor
İzmir iş dünyası denildiği akla ilk gelen ifadeler, 'rehavet ve rahatlık' olmuştur. Markalaşmaya ve değer üretmeye geçişi sağlamayan şirketlerin çoğu, kendi kapsamı alanında küçülmeden hayatta kalmayı başarı olarak görebiliyor. Oysaki; markalaşmanın değerini anlayan şirketler, rekabette fark yaratarak finansal olarak büyümeyi gerçekleştiriyor
Çoğu Büyükşehir’de olmayan doğal kabiliyetleri olan İzmir’in finansal yönden daha büyük güç üretememesinin en önemli nedeni, profesyonel iş yapma kültürü eksikliğinden kaynaklandığı öne sürülüyor. Ankara ve İstanbul’da iş hayatı saat 07:00’de başlarken, İzmir’de saat 10:00’dan önce telefonlarına cevap vermeyen patronların olduğu biliniyor. Ankara ve İstanbul’daki çevik iş yapış şekilleri İzmir’de de olduğu takdirde, İzmir ekonomisinin mevcut kabiliyetleriyle birlikte hızla yükselen lider bir ekonomi kenti olmasına kesin gözle bakılıyor
Markalaşmaya değer verilmemesi nedeniyle, çoğu şirketlerin finansal varlıkları kobi düzeyinde kalıyor ve büyümekten geri kalıyor. İzmir’deki firmaların çoğu aile şirketleri olduğu için geçmişten gelen alışkanlık gelecek dönemlere taşınıyor. Ancak yeni dünya düzeni, bu anlayıştaki şirketleri geleceğe taşımıyor
Günümüzde şirketleri güçlü tutan en önemli değer, itibar yönetimi ve kamuoyunda görünür olmaktır. İzmirli şirketler, markalaşmayı kendi tanımlamasının dışında, hayatın gerçekleriyle bağdaştırmaya başladığı zaman başarılı olacaktır
Potansiyel müşterilerine ve çalışanlarına fırsatlar sunan şirketler, kuvvetli bağlar kuracak, yaratılan karşılıklı sadakat ve iyi niyet kurumun yaşam kazanmasını sağlayacaktır. Kurum içerisinde yaratılan değerlerin, iyi kurgulanmış içeriklerle kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini savunan ekonomistler, iyi planlanmış bir iletişim çalışmasıyla tüketici ile marka arasında sadakatle oluşturulmuş bir bağ kurulduğunu söylüyor
Markalaşan Şirketler Varlıklarını Sürdürebilecek
Pandemiyle birlikte her şeyin değiştiği iş hayatında, şirketler yeni iş yapış şekillerine uyum sağlayıp, daha da üst seviyelere çıkarsa, krizleri fırsata çevirmiş olacaklardır. Advertorial yöntemlerle markalaşma yolunda ilerleyen şirketler, hem nitelikli iş gücüne sahip olacak hem de yeni müşteriler yaratıp, artabilen finansal güce kavuşmuş olacak