Şirketler Var Olanlara Değil, Yeni Fırsatlara Odaklanmalı
Pandemiyle birlikte her şeyin değiştiği iş hayatında şirketlerin yönetim anlayışlarının da değişimlere yol açıyor. Gelişmiş ülkelerin başarılı şirketlerinde ekonomistlerden yararlanma bir kültür olurken, Türk şirketlerinde de bu yönde pozitif bir gelişme yaşanıyor
Türkiye’deki şirketlerin daha çok aile şirketlerinden oluştuğunu belirten Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı, Kamu Özel Ortaklığı ve Proje Finansmanı Uzmanı Fatih Kuran, gelişen dijital çağda şirketlerin ‘Tek Adam’ anlayışından uzaklaşarak yetkinliğe değer verip, ekonomistlerden yararlanarak finansal performanslarını artırabileceğini söyledi
Var olanlara değil, yeni fırsatlara odaklanılmalı
Değişen ekonomik duruma karşı şirketler nasıl ve ne şekilde bir pozisyon alacaklarını değerlendirme aşamalarında boşluklara düşebilirler. Ekonominin gelişimini takip etmek, trendleri öngörmek ve şirketin geleceğini ekonomik göstergelerle doğru orantılı bir şekilde tahmin edebilmek çok değerli bir süreç ve uzmanlık gerektiren bir alandır. Şirketler yaşam süresini ve finansal kabiliyetlerini artırmak için ekonomistlerin yetkinliğini kullanmalı finansal danışmanlık almalıdırlar
Türk şirketleri yeni fırsatları okuyamadığı için veya mevcut finansal koşullarda çekingen davrandıkları için var olan fırsatları göremiyorlar. Finansal açıdan başarı sağlayan, krizlerde bile büyüyerek çıkan şirketlere baktığımızda mutlaka ekonomistlerle çalıştığını görüyoruz. Ekonomistlerin finansal konulara dışarıdan bakabilen ve paranın izlerini iyi takip edebilen özellikleri vardır. Şirketler bu konuda dışarıdan da destek alabilirler. Bu birazda şirketlerin büyüme hedefleriyle de alakalıdır
Türk şirketlerinin temel sorunu, neyi bilmediklerini bilmiyorlar
Türk şirketleri genelde aile şirketleridir ve kararlar aile içerisinde alınır. Türkiye’deki şirketlerin en önemli sorunlarından birisi -aile şirketleri başta olmak üzere- tek adam anlayışıyla yönetilmeleridir. Patronlar her şeyi bildiklerini düşünüyorlar. Türk şirketlerinde ‘farkındalık eksikliği’ var. Şirket yöneticileri neyi bildiklerini biliyorlar ancak beyi bilmediklerini bilmiyorlar. İşte tam da bu noktada ekonomistler görülmeyi gösterebilmektedirler. Bilgiden ve deneyimden en üst düzeyde yararlanan şirketler, rakiplerine göre finansal kabiliyetlerini güçlendirebilirler. Türk şirketlerinde ekonomistlerden yararlanma konusunda son zamanlarda pozitif bir trend gözlemlemekteyiz
Ekonomistler yeni fırsatlar yaratır, stratejik düşünce geliştirir
Şirketler yeni bir işe girişecekleri veya mevcut işlerini geliştirme süreçlerinde hareket edecekleri zaman boşlukları nasıl dolduracaklarını bilmezler. Bunun için ekonomistlerden ve finansal danışmanlardan yararlanılmalıdır. Ekonomistler trendleri iyi okuyarak boşlukları doldurur, stratejik düşünüp, yeni fırsatlar yaratabilir. Batılı ülkelerde danışmanlık almak bir iş yapma kültürdür. Herhangi büyüklükteki şirketler için geçerlidir bu konu .Gelişmiş ülkelerin şirketlerine baktığımızda uzmanlıktan ileri düzeyde yararlandıklarını ve bunun da karşılığını da ‘kazanç’ olarak aldığını görüyoruz