Ege İhracatçı Birlikleri'nden 214 Noktaya İhracat
Ege İhracatçı Birlikleri, Ocak-Ağustos döneminde serbest bölgeler de dahil olmak üzere 214 noktaya ihracat gerçekleştirerek, Türkiye’ye 8 milyar 78 milyon dolar kazandırdı
22 Eylül 2020 - 21:04
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen Ocak’tan Ağustos’a kadar olan dönemde Ege İhracatçı Birlikleri’nin 92 ülkeye ihracatını artırmayı başardığını söyledi
“En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke; 897 milyon dolarla Almanya, 591 milyon dolarla ABD, 488 milyon dolarla İngiltere, 407 milyon dolarla İspanya, 402 milyon dolarla Hollanda, 439 milyon dolarla İtalya, 333 milyon dolarla Fransa, 219 milyon dolarla Rusya, 209 milyon dolarla İsrail, 182 milyon dolarla Çin. Avrupa Birliği üyesi ülkelere 2019’un Ocak-Ağustos döneminde 4 milyar 489 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken, 2020’nin aynı döneminde bu rakam 4 milyar 122 milyon dolar olarak gerçekleşti. EİB’in toplam ihracatında AB’nin payı yüzde 51,03 olarak kayıtlara geçti. Ortadoğu ülkelerine 1 milyar 119 milyon dolar, Amerika kıtasına 830 milyon dolar, Afrika ülkelerine 654 milyon dolar, Asya ülkelerine 560 milyon dolar, Eski Doğu Bloku ülkelerine 427 milyon dolar, Serbest Bölgelere 140 milyon dolar, Türk Cumhuriyetlerine 123 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerine 102 milyon dolarlık ürün satıldı. Pandeminin etkilerinin bölgemizde sınırlı kaldığı rakamlarımızdan da anlaşılıyor. Türkiye’nin ilk 8 ayda ihracatında yüzde 12,6’lık, EİB’in ihracatında yüzde 6,4’lük daralma yaşandı. Yılın kalan dört ayında daha da yüksek rakamları göreceğiz.”
Eskinazi, “İlk 8 ayda değer bazında en çok ihracat yapılan dördüncü ülke grubu Afrika ülkeleriyle ticaretimiz yüzde 13 artış gösterdi. Madagaskar ile yüzde 221, Mali ile yüzde 212, Kongo ve Fildişi Sahili ile yüzde 157, Zambia ile yüzde 129, Cibuti ile yüzde 87, Somali ile yüzde 56, Etiyopya ile yüzde 39 artış yaşandı. Bunun dışında diğer dikkat çeken ihracat artışları; yüzde 691 ile Haiti, yüzde 103 ile Myanmar, yüzde 81 ile Suriye, yüzde 64 ile Umman, yüzde 59 ile Filipinler, yüzde 42 ile Libya. Hem tarım hem sanayi sektörlerimizdeki ihracat, üretim endeksi, PMI endeksi gibi ekonomik göstergeler sektörlerimizin hızla toparlandığını gösteriyor. Çeşitli endüstrilerde tedarik zincirleri yeniden yapılanmaya başladı. Çok uluslu şirketlerin üretim tesislerini Çin’den başka coğrafyalara taşıyabileceği ihtimaller dahilinde. Dünya kendine yeni bir alternatif arıyor. Tek bir ülkeye güvenmenin risk ve zorluklarını herkes gördü. Kaliteli ürün gamı, insan gücü, üretim tabanı, Doğu ve Batı arasındaki geçit olarak konumu, lojistik avantajları Türkiye’yi öne çıkarıyor.” dedi
Küresel ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Jak Eskinazi, en iyimser tabloda bile pandemi sonrası dünyadaki toparlanmanın 1,5-2 yılı bulabileceği görüşünde
“21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya doğru giderken uluslararası ilişkilerden ekonomiye, ticaretten iş yapış şekillerine kadar önümüzdeki yüzyıl boyunca birçok dengeyi kökten değiştirecek bir evreden geçiyoruz. Çağın gerisinde kalan devletler sadece gelişememekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dahil olamamakla kalmayacak, rekabete de dayanamayacaklar. Geleneksel yöntemler hızlı bir şekilde maratonu kaybediyor. Pandemi kimilerine göre ciddi bir krizdi. Bize göre ise kreatif bir kırılmaydı. Sürecin bir numaralı gündem maddesi dijitale geçişte hızlı bir refleks gösterdik. Diğer gündem maddesi düşük karbon ekonomisiyle ilgili de çalışmalarımız uzun zamandır devam ediyor. Uzun vadede bu yaşananların küresel sistemdeki etkilerini iyi analiz edip akıllı ve kapsamlı politikaları hayata geçirirsek üretim ağımızı güçlendirme fırsatını yakalayabilir, ihracat menzilimizi daha da genişletebiliriz.”
“En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke; 897 milyon dolarla Almanya, 591 milyon dolarla ABD, 488 milyon dolarla İngiltere, 407 milyon dolarla İspanya, 402 milyon dolarla Hollanda, 439 milyon dolarla İtalya, 333 milyon dolarla Fransa, 219 milyon dolarla Rusya, 209 milyon dolarla İsrail, 182 milyon dolarla Çin. Avrupa Birliği üyesi ülkelere 2019’un Ocak-Ağustos döneminde 4 milyar 489 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken, 2020’nin aynı döneminde bu rakam 4 milyar 122 milyon dolar olarak gerçekleşti. EİB’in toplam ihracatında AB’nin payı yüzde 51,03 olarak kayıtlara geçti. Ortadoğu ülkelerine 1 milyar 119 milyon dolar, Amerika kıtasına 830 milyon dolar, Afrika ülkelerine 654 milyon dolar, Asya ülkelerine 560 milyon dolar, Eski Doğu Bloku ülkelerine 427 milyon dolar, Serbest Bölgelere 140 milyon dolar, Türk Cumhuriyetlerine 123 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerine 102 milyon dolarlık ürün satıldı. Pandeminin etkilerinin bölgemizde sınırlı kaldığı rakamlarımızdan da anlaşılıyor. Türkiye’nin ilk 8 ayda ihracatında yüzde 12,6’lık, EİB’in ihracatında yüzde 6,4’lük daralma yaşandı. Yılın kalan dört ayında daha da yüksek rakamları göreceğiz.”
Eskinazi, “İlk 8 ayda değer bazında en çok ihracat yapılan dördüncü ülke grubu Afrika ülkeleriyle ticaretimiz yüzde 13 artış gösterdi. Madagaskar ile yüzde 221, Mali ile yüzde 212, Kongo ve Fildişi Sahili ile yüzde 157, Zambia ile yüzde 129, Cibuti ile yüzde 87, Somali ile yüzde 56, Etiyopya ile yüzde 39 artış yaşandı. Bunun dışında diğer dikkat çeken ihracat artışları; yüzde 691 ile Haiti, yüzde 103 ile Myanmar, yüzde 81 ile Suriye, yüzde 64 ile Umman, yüzde 59 ile Filipinler, yüzde 42 ile Libya. Hem tarım hem sanayi sektörlerimizdeki ihracat, üretim endeksi, PMI endeksi gibi ekonomik göstergeler sektörlerimizin hızla toparlandığını gösteriyor. Çeşitli endüstrilerde tedarik zincirleri yeniden yapılanmaya başladı. Çok uluslu şirketlerin üretim tesislerini Çin’den başka coğrafyalara taşıyabileceği ihtimaller dahilinde. Dünya kendine yeni bir alternatif arıyor. Tek bir ülkeye güvenmenin risk ve zorluklarını herkes gördü. Kaliteli ürün gamı, insan gücü, üretim tabanı, Doğu ve Batı arasındaki geçit olarak konumu, lojistik avantajları Türkiye’yi öne çıkarıyor.” dedi
Küresel ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Jak Eskinazi, en iyimser tabloda bile pandemi sonrası dünyadaki toparlanmanın 1,5-2 yılı bulabileceği görüşünde
“21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya doğru giderken uluslararası ilişkilerden ekonomiye, ticaretten iş yapış şekillerine kadar önümüzdeki yüzyıl boyunca birçok dengeyi kökten değiştirecek bir evreden geçiyoruz. Çağın gerisinde kalan devletler sadece gelişememekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dahil olamamakla kalmayacak, rekabete de dayanamayacaklar. Geleneksel yöntemler hızlı bir şekilde maratonu kaybediyor. Pandemi kimilerine göre ciddi bir krizdi. Bize göre ise kreatif bir kırılmaydı. Sürecin bir numaralı gündem maddesi dijitale geçişte hızlı bir refleks gösterdik. Diğer gündem maddesi düşük karbon ekonomisiyle ilgili de çalışmalarımız uzun zamandır devam ediyor. Uzun vadede bu yaşananların küresel sistemdeki etkilerini iyi analiz edip akıllı ve kapsamlı politikaları hayata geçirirsek üretim ağımızı güçlendirme fırsatını yakalayabilir, ihracat menzilimizi daha da genişletebiliriz.”
FACEBOOK YORUMLAR