Ekipmanda İthalat Oranı %70'in Üzerinde
Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasının, sadece yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye almakla sağlanamayacağını düşünen ENSİA, enerji üreten ekipmanların da Türkiye’de üretilmesini misyon edinen tek sivil kuruluşu olarak dikkat çekiyor
28 Temmuz 2020 - 22:45
ENSİA Başkanı Hüseyin Vatansever, geçen dört yılda derneğin vizyonuna ulaşma yoluna çok önemli mesafeler kat ettiklerini vurgulayarak, “Biz, yenilenebilir enerji ekipmanlarının, sermaye kaynağına bakılmaksızın ülkemizde konuşlu şirketler tarafından üretilmesini, katma değer zincirinde ülkemizin daha fazla yer almasını hedefine sahip çıkıyoruz. Yani enerji kaynağının yerli olmasının tek başına yeterli olmadığını, o enerjiyi üreten ekipmanların da Türkiye’de üretilmiş olması gerektiğini savunuyoruz. Rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle gibi temiz kaynaklarından enerji üretirken kullanılan yüksek teknolojili makine ve ekipmanda ithalat oranımız yüzde 70’in üzerinde.” dedi.
ENSİA’nın İzmir merkezli olmasına rağmen; İstanbul’dan Mersin’e, Adana’dan Malatya’ya kadar Türkiye’nin farklı kentlerinden firmaları bir çatı altında buluşturduğuna değinen Vatansever; İzmir’in yenilenebilir enerjide elde ettiği mukayeseli üstünlüğü dikkate alarak, kentin yerli ekipmanda örnek olacak bir kümelenme konseptini hayata geçirmek için çalıştıklarını söyledi
İzmir Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttükleri ve 3,1 Milyon Euro AB hibe kredisi almaya hak kazanan Best For Energy projesinin; yenilenebilir enerjide rekabetçi bir dönüşümün gerçekleştirilmesi, temiz enerji ekipmanları ve teknolojileri üretiminde ihtisaslaşmanın oluşması amacı ile kullanılacağını kaydeden ENSİA Başkanı, yerli üretimin artması ve teknoloji gelişimi ile ilgili teşvik önerilerini her platformda dile getirdiklerini kaydetti:
Hüseyin Vatansever şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mevcut teşvik mevzuatımıza göre, yenilenebilir enerji ekipmanı teşvikleri sadece rüzgâr türbini, jeneratör ve kanat imalatını kapsıyor ve bu ekipmanları üreten şirketlere Türkiye’nin hangi kentinde olursa olsun öncelikli yatırım grubunda 5’inci Bölge teşvikleri veriliyor. Ancak sadece bu üretimleri yapanlara değil; santrallerde kullanılan ve “üretimin belgelendirilmesi şartıyla” tüm aksam, bütünleştirici parça ve ekipmanları üreten şirketlere de aynı teşviklerin sağlanması gerektiğini söylüyoruz. Bu teşvik mekanizması, ana sanayi şirketlerine makine, ekipman ve komponent üretimi yapan Kobi’lerin büyümelerinde katalizör etkisi yaratacaktır. Orta vadede ise Türk markalı rüzgâr santrali üreticilerinin sayısının artarak dünya sahnesinde yer alabileceklerini bir iklim yaratılmış olacaktır. 2030 yılı yenilenebilir enerji hedefleri dikkate alındığında, önümüzdeki 10 yıl için en az 25 milyar dolarlık bir ekipman pazarı yaratılacak. Bu pazarın ülkemiz sınırlarında yapılacak üretimle karşılanması ve ihraç edilmesi; hem cari açığın azalmasını hem de kıt olan dövizin ülke içinde kalmasını sağlayacak.”
ENSİA’nın İzmir merkezli olmasına rağmen; İstanbul’dan Mersin’e, Adana’dan Malatya’ya kadar Türkiye’nin farklı kentlerinden firmaları bir çatı altında buluşturduğuna değinen Vatansever; İzmir’in yenilenebilir enerjide elde ettiği mukayeseli üstünlüğü dikkate alarak, kentin yerli ekipmanda örnek olacak bir kümelenme konseptini hayata geçirmek için çalıştıklarını söyledi
İzmir Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttükleri ve 3,1 Milyon Euro AB hibe kredisi almaya hak kazanan Best For Energy projesinin; yenilenebilir enerjide rekabetçi bir dönüşümün gerçekleştirilmesi, temiz enerji ekipmanları ve teknolojileri üretiminde ihtisaslaşmanın oluşması amacı ile kullanılacağını kaydeden ENSİA Başkanı, yerli üretimin artması ve teknoloji gelişimi ile ilgili teşvik önerilerini her platformda dile getirdiklerini kaydetti:
Hüseyin Vatansever şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mevcut teşvik mevzuatımıza göre, yenilenebilir enerji ekipmanı teşvikleri sadece rüzgâr türbini, jeneratör ve kanat imalatını kapsıyor ve bu ekipmanları üreten şirketlere Türkiye’nin hangi kentinde olursa olsun öncelikli yatırım grubunda 5’inci Bölge teşvikleri veriliyor. Ancak sadece bu üretimleri yapanlara değil; santrallerde kullanılan ve “üretimin belgelendirilmesi şartıyla” tüm aksam, bütünleştirici parça ve ekipmanları üreten şirketlere de aynı teşviklerin sağlanması gerektiğini söylüyoruz. Bu teşvik mekanizması, ana sanayi şirketlerine makine, ekipman ve komponent üretimi yapan Kobi’lerin büyümelerinde katalizör etkisi yaratacaktır. Orta vadede ise Türk markalı rüzgâr santrali üreticilerinin sayısının artarak dünya sahnesinde yer alabileceklerini bir iklim yaratılmış olacaktır. 2030 yılı yenilenebilir enerji hedefleri dikkate alındığında, önümüzdeki 10 yıl için en az 25 milyar dolarlık bir ekipman pazarı yaratılacak. Bu pazarın ülkemiz sınırlarında yapılacak üretimle karşılanması ve ihraç edilmesi; hem cari açığın azalmasını hem de kıt olan dövizin ülke içinde kalmasını sağlayacak.”
FACEBOOK YORUMLAR