İzmir'de su altı kültür turizmi rotası
Dokuz Eylül Üniversitesi ve İzmir Kalkınma Ajansı arasında, İzmir’in su altı kültür mirasını ortaya çıkarmak, korumak ve kültür turizmine kazandırmak amacıyla protokol imzalandı
18 Nisan 2021 - 16:05
İzmir Körfezi’nde su altı kültür mirasını ortaya çıkarmak, korumak ve kültür turizmine kazandırmak amacıyla Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ile İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) arasında protokol imzalandı. Protokol kapsamında gerçekleşecek projede ilk aşamada batıkların yerleri tespit edilecek. Güzelbahçe, Urla, Karaburun ve Foça ilçelerinde gerçekleştirilecek saha çalışmaları kapsamında su altı kültür varlıkları tespit edilerek, buluntuların ve elde edilen verilerin belgelendirilmesi, raporlanması çalışmaları yürütülecek. Uygun kalıntı ve buluntuların su altı kültür turizmine kazandırılması, yerinde koruma ve sergilenmesinin yanı sıra, orta ve uzun vadede İzmir’e bir deniz savaş tarihi müzesinin kurulmasına zemin oluşturulacak.
Protokol imza töreni, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ve akademisyenlerin katılımıyla Kordon’da demirleyen Koca Piri Reis gemisinde gerçekleştirildi. Törende konuşan Vali Yavuz Selim Köşger, tarihi bir ana şahitlik ettiklerini belirterek, “İzmir, tarih boyunca Akdeniz’in en önemli liman şehirlerinden biri olmuştur. Su altı kültür mirası açısından da belki de dünyanın en zengin bölgelerinden birinde Koca Piri Reis gemisi Türk denizcilik tarihinde de önemli işlevler görmüş bir gemidir. Koca Piri Reis gemisinin Türkiye’nin denizlerdeki menfaatlerini koruma fonksiyonu, Türk turizminin, ekonomisinin geliştirilmesine, zenginleştirilmesine katkı anlamında devam ediyor” dedi.
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 2005 yılından bu yana sürdürülen Mavi Miras projesi ile denizcilik tarihine ve Türkiye’nin kültürel mirasına büyük katkılar sunduklarını söyledi. Bu projeyi çok önemsediklerini belirten Hotar, “Mavi Miras projesi Cumhurbaşkanlığı Bütçe ve Strateji Başkanlığı tarafından desteklenen yerli ve milli bir projedir. Bu proje kapsamında, akademisyenlerimizin emektar Koca Piri Reis gemimizle yürüttüğü çalışmalarla denizcilik tarihinde önemli yere sahip buluşlar yaptık. Özellikle az bilinen Osmanlı dönemine ait batıklar bulduk. Üniversite olarak desteklediğimiz bu çalışmaları bir adım öteye taşıdık ve Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kurduk” dedi.
İmzalanan protokol kapsamında su altı kültür mirası açısından zengin potansiyele sahip olan İzmir kıyılarında sualtı kültür mirası taraması gerçekleştirileceğini söyleyen Hotar, “İzmir, sualtı kültür mirası açısından kıyılarındaki batıklar ve diğer kalıntıların büyük bir bölümü haritalandırılmış örnek bir il olacak. Ayrıca, İzmir’in turizm potansiyelinin güçlendirilmesi amacıyla çalışma sonuçlarından faydalanılarak su altı kültür rotası olmaya uygun yerler de tespit edilecek. Buluntuların yer aldığı alanların, turizm ve sportif amaçlı dalış alanı, su altı ören yeri, su altı parkı ve arkeopark olma potansiyeli değerlendirilecek. Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Harun Özdaş’ın yürütücülüğünde Koca Piri Reis gemimiz ile yapılacak saha çalışmalarında Dr. Öğr. Üy. Nilhan Kızıldağ ve Araş. Gör. Özkan Özel görev alacak. Araştırma ekibimize şimdiden başarılar diliyoruz” diye konuştu.
Araştırmaların Kültür ve Turizm Bakanlığından alınacak izin doğrultusunda başlayacağını belirten Doç. Dr. Harun Özdaş, “Foça’dan başlayarak, Karaburun Yarımadası kıyılarını takip eden ve sonrasında sırasıyla; Uçburun, Çeşme Fener Burnu, Tekne Burnu, Karaabdullah Burnu, İnce Burun ve Teke Burnu arasındaki bölge, sualtı arkeolojisi açısından Ege ve Akdeniz’in en zengin bölgesi olarak nitelendiriliyor. 1695 Karaburun Koyunadaları Osmanlı-Venedik, 1649 Foça Osmanlı-Venedik, 1770 Çeşme Osmanlı-Rus deniz savaşlarına ait çok sayıda batık bu kıyılarda yer alıyor. Dolayısıyla İzmir kıyıları sualtı kültür mirası açısından çok zengin bir bölge. Buradaki batıkların tespit edilerek gün yüzüne çıkarılması, denizcilik tarihi açısından hem de Mavi Miras açısından önem arz ediyor. Saha çalışmalarımızı üniversitemize ait Koca Piri Reis gemimiz ve Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nün veri toplama cihaz ve teknik ekipmanlarından yararlanarak yapacağız. Yanal taramalı sonar ile kültür varlığı tespiti sonrasında sonar anomalilerinin ROV cihazı veya tüplü dalış ile görsel tespiti ve detaylı incelenmesi yapılacak. Buluntuların bulundukları yerde fotoğraflanmaları sağlanacak ve video görüntüleri alınacak. Fotogrametri yöntemi ile üç boyutlu görselleştirme yapılacak ve elde edilen görüntüler birleştirilerek batık alanları haritalandırılacak, buluntuların planları çıkarılacak ve veriler coğrafi bilgi sistemine işlenecek” ifadelerini kullandı
Protokol imza töreni, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ve akademisyenlerin katılımıyla Kordon’da demirleyen Koca Piri Reis gemisinde gerçekleştirildi. Törende konuşan Vali Yavuz Selim Köşger, tarihi bir ana şahitlik ettiklerini belirterek, “İzmir, tarih boyunca Akdeniz’in en önemli liman şehirlerinden biri olmuştur. Su altı kültür mirası açısından da belki de dünyanın en zengin bölgelerinden birinde Koca Piri Reis gemisi Türk denizcilik tarihinde de önemli işlevler görmüş bir gemidir. Koca Piri Reis gemisinin Türkiye’nin denizlerdeki menfaatlerini koruma fonksiyonu, Türk turizminin, ekonomisinin geliştirilmesine, zenginleştirilmesine katkı anlamında devam ediyor” dedi.
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 2005 yılından bu yana sürdürülen Mavi Miras projesi ile denizcilik tarihine ve Türkiye’nin kültürel mirasına büyük katkılar sunduklarını söyledi. Bu projeyi çok önemsediklerini belirten Hotar, “Mavi Miras projesi Cumhurbaşkanlığı Bütçe ve Strateji Başkanlığı tarafından desteklenen yerli ve milli bir projedir. Bu proje kapsamında, akademisyenlerimizin emektar Koca Piri Reis gemimizle yürüttüğü çalışmalarla denizcilik tarihinde önemli yere sahip buluşlar yaptık. Özellikle az bilinen Osmanlı dönemine ait batıklar bulduk. Üniversite olarak desteklediğimiz bu çalışmaları bir adım öteye taşıdık ve Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kurduk” dedi.
İmzalanan protokol kapsamında su altı kültür mirası açısından zengin potansiyele sahip olan İzmir kıyılarında sualtı kültür mirası taraması gerçekleştirileceğini söyleyen Hotar, “İzmir, sualtı kültür mirası açısından kıyılarındaki batıklar ve diğer kalıntıların büyük bir bölümü haritalandırılmış örnek bir il olacak. Ayrıca, İzmir’in turizm potansiyelinin güçlendirilmesi amacıyla çalışma sonuçlarından faydalanılarak su altı kültür rotası olmaya uygun yerler de tespit edilecek. Buluntuların yer aldığı alanların, turizm ve sportif amaçlı dalış alanı, su altı ören yeri, su altı parkı ve arkeopark olma potansiyeli değerlendirilecek. Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Harun Özdaş’ın yürütücülüğünde Koca Piri Reis gemimiz ile yapılacak saha çalışmalarında Dr. Öğr. Üy. Nilhan Kızıldağ ve Araş. Gör. Özkan Özel görev alacak. Araştırma ekibimize şimdiden başarılar diliyoruz” diye konuştu.
Araştırmaların Kültür ve Turizm Bakanlığından alınacak izin doğrultusunda başlayacağını belirten Doç. Dr. Harun Özdaş, “Foça’dan başlayarak, Karaburun Yarımadası kıyılarını takip eden ve sonrasında sırasıyla; Uçburun, Çeşme Fener Burnu, Tekne Burnu, Karaabdullah Burnu, İnce Burun ve Teke Burnu arasındaki bölge, sualtı arkeolojisi açısından Ege ve Akdeniz’in en zengin bölgesi olarak nitelendiriliyor. 1695 Karaburun Koyunadaları Osmanlı-Venedik, 1649 Foça Osmanlı-Venedik, 1770 Çeşme Osmanlı-Rus deniz savaşlarına ait çok sayıda batık bu kıyılarda yer alıyor. Dolayısıyla İzmir kıyıları sualtı kültür mirası açısından çok zengin bir bölge. Buradaki batıkların tespit edilerek gün yüzüne çıkarılması, denizcilik tarihi açısından hem de Mavi Miras açısından önem arz ediyor. Saha çalışmalarımızı üniversitemize ait Koca Piri Reis gemimiz ve Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nün veri toplama cihaz ve teknik ekipmanlarından yararlanarak yapacağız. Yanal taramalı sonar ile kültür varlığı tespiti sonrasında sonar anomalilerinin ROV cihazı veya tüplü dalış ile görsel tespiti ve detaylı incelenmesi yapılacak. Buluntuların bulundukları yerde fotoğraflanmaları sağlanacak ve video görüntüleri alınacak. Fotogrametri yöntemi ile üç boyutlu görselleştirme yapılacak ve elde edilen görüntüler birleştirilerek batık alanları haritalandırılacak, buluntuların planları çıkarılacak ve veriler coğrafi bilgi sistemine işlenecek” ifadelerini kullandı
FACEBOOK YORUMLAR