Peryön'den Türk İş Dünyasında Psikolojik Sermaye Araştırması

Türkiye İnsan Yönetimi Derneği, Execution Partners ile yaptığı ortak çalışma ile yeni bir araştırmaya imza attı. PERYÖN liderliğinde yapılan Türk İş Dünyasında Psikolojik Sermaye Araştırması, ülkemizdeki yöneticilerin pandemi sürecindeki tutumları ve psikolojik sermayelerine ilişkin önemli sonuçları ortaya çıkardı

Peryön'den Türk İş Dünyasında Psikolojik Sermaye Araştırması
02 Ekim 2020 - 19:31
Psikolojik Sermaye konusunda literatür taraması yoluyla derlenerek oluşturulan bütünsel ve özgün bir endeks çalışması olan bu çalışmanın sonuçlarına göre, C-suite üst düzey yöneticilerin, özellikle UMUT ve İYİMSERLİK başlıklarında kendilerini daha iyi değerlendirdikleri, bunların yanında özellikle YILMAZLIK başlığında ise göreceli olarak daha düşük değerlendirdikleri gözlemlendi
 
“Kişinin kendini fark edip yönetebilme kapasitesi” anlamına gelen ‘Psikolojik Sermaye’ kavramı, son yıllarda insan kaynakları uzmanlarının gündemindeki önemli başlıklardan biri. Ancak pandemi sürecinde hayatımıza giren yeni çalışma düzeniyle konu daha da önem kazandı. Psikolojik sermayenin, yöneticilerin ve ekiplerinin performansı üzerindeki büyük etkisi de kavramı daha kıymetli bir noktaya taşıdı
 
Ülkemizde insan yönetimi alanında kurulan ilk sivil toplum kuruluşu olan PERYÖN - Türkiye İnsan Yönetimi Derneği pandemi döneminde bu konuda anlamlı bir çalışmaya imza attı. PERYÖN, Execution Partners ortak çalışması ile literatür taraması yoluyla oluşturulan bütünsel ve özgün bir Psikolojik Sermaye Ölçüm çalışması gerçekleştirdi
 
İşte pandemi sınavı…
 
127 katılımcının yer aldığı ve yarısından fazlasını (yüzde 62) C-Suite olarak adlandırılan tepe yöneticilerin oluşturduğu araştırmada; Türk İş Dünyası, COVID - 19 sürecinde açık ara farkla (Yüzde 45) “bilinen referansların yok olması” nedeniyle zorluk yaşadığını belirtti
 
Araştırmayı değerlendiren Execution Partners Kurucu Ortağı Ateş Sungur: “Araştırma verileri bize ilginç sonuçlar verdi. Örneğin; evden çalışmaya başlamak ve yaşamda kişinin sahip olduğu çalışan, ebeveyn, eş gibi rollerin çakışması yüzde 26 ile ikinci sırada yer aldı. İş dünyasında meydana gelen belirsizlik tüm çalışanları büyük oranda etkilerken; ekibi yönlendirmek (Yüzde 16), öncelikleri belirleyememek (Yüzde 13) ve odaklanamamak (Yüzde 9) en çok zorlanılan konular oldu. Çalışmada, değişim sürecine ilişkin deneyimlerini de paylaşan katılımcılara göre; belirsizlik düzeyi yüzde 71 ile oldukça yüksek bir seviyede yer aldı. Değişim yönetimine hazırlıklı olma konusunda ise tüm anket katılımcılarının ortalama üstü bir düzeyde (yüzde 62) hazır olduğu sonuçlara yansıdı” dedi
 
Araştırmada katılımcıların yüzde 60’ı kurumlarının iş modellerinin değişmesi gerektiğini düşünürken, aynı kitlenin COVID - 19 sürecinde stres seviyelerinin yüzde 53 ile normal zamanlara kıyasla ortalama düzeyde olduğunu göze çarptı. Performans baskısını yoğun olarak hissedenlerin oranı ise yüzde 60
 
Yöneticilerin senaryo planlaması ortalamanın üzerinde…
 
Pandemi kaynaklı evden çalışma modeliyle birlikte, insanların fikir alışverişi yapabileceği kişilere ihtiyacının da arttığını ortaya çıkartan araştırmaya göre; katılımcıların çoğunluğu bu konuda destek alabileceği insanlara sahip olduğunu belirtti
 
Hedefleri doğrultusunda ekiplerini hizalayabildiğini düşünen yöneticilerin oranı yüzde 73 iken, katılımcıların senaryo planlaması konusunda da yüzde 72 ile ileri bir seviyede olduğu gözlemlendi
 
Katılımcılar, COVID - 19 sürecinde en çok kendilerini geliştirdikleri konuları ise Adaptasyon, Belirsizliği Yönetmek ve Ekip Çalışması olarak tanımladı. Dijitalleşme ve Çeviklik ise öne çıkan diğer unsurlardan
 
Türk İş Dünyası’nın Psikolojik Sermayesi
 
Peki, Umut, Öz yeterlilik, Yılmazlık ve İyimserlik olmak üzere dört ana kategoride yapılan çalışma sonuçları ne diyor? Araştırmaya göre Türk İş Dünyası’nın yöneticileri, gözlemledikleri başka üst düzey yöneticilere göre kendilerini her başlıkta yüzde 10’dan büyük farkla «daha iyi» olduklarını düşünüyor
 
Türk İş Dünyası’nın bu dört kategoride en iyi olduğu alan umut faktörünü işaret ederken onu; iyimserlik ve öz yeterlilik izliyor. Yılmazlık ise daha düşük seviyede seyrediyor
 
Fonksiyon bazında sonuçlara bakıldığında; psikolojik sermaye konusunda genel yönetim fonksiyonlarında yer alan yöneticilerin, ticari operasyonlar ve destek fonksiyonlarına göre daha düşük ölçüldüğünü gösteriyor
 
Yaş bazında ise; yaşın artması ile psikolojik sermaye arasında doğru orantı olduğu görülüyor. Psikolojik sermaye, 50 yaş üzeri katılımcıların en yüksek değere sahip olduğu görülürken, bunu sırasıyla ile 40-50 yaş aralığı ve 30-40 yaş aralığı takip ediyor

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum