Son Yüzyılın En Büyük Küresel Buhranı Kapıda
EGİAD’ın düzenlediği video konferans toplantısında pandemi sürecinin sağlık sorunu olmanın ötesinde artık küresel, ekonomik ve toplumsal bir krize neden olduğu belirtilerek son yüzyılın en büyük ekonomik buhranı ile yüzleşeceğine vurgu yapıldı
19 Mayıs 2020 - 19:11
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Ekonomist Soli Özel’in de katıldığı toplantıda, sağlık krizinin yol açtığı ekonomik krizin geleceğe yansıması analiz edildi
Mustafa Aslan: Hızla artan likidite ve borç ödeme gücündeki zorluklar, hükümetlerin ve merkez bankaların finansal sistemlerin işlerliğini sağlama çabalarına rağmen pek çok endüstriyi derinden sarsıyor. Bu sürecin gayrisafi hasıla ve istihdam üzerindeki etkilerinin tamamen belirsiz olması, iş dünyasındaki güveni zayıflatıyor ve bir sağlık krizi, mali bir krize dönüşüyor
Likidite ve borç ödeme gücü gibi kısa vadeli konularda nakit yönetimi büyük bir önem taşıyor. Bununla birlikte iş dünyasının bu kısa vadedeki zorlukların ardından gelecek olan, sektör ve rekabet yapılarını altüst edebilecek şok dalgalarını yönetmek üzere çok daha kapsamlı direnç planlarına ihtiyaçları var. Daha önce de dile getirmeye çalıştığım üzere gelir tablosuna katkı koyan çözümlere de ihtiyaç var. Salgın sonrası evden çalışma gibi pek çok alanda sosyal inovasyon ve deneylerden öğrenme fırsatları yaratacak. Bu sayede hangi yeniliklerin ekonomik ve sosyal refaha katkı sağlayacağı, hangilerinin ise toplumun gelişimini engelleyeceğine dair bir anlayış geliştirilecek
Soli Özel: Bu süreçte en önemli nokta, bakış açısı değişikliğidir. İmalat sanayinin ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasıdır. Artık ihtiyaç maddelerinin temininde dışa bağımlı olmaktan kaçınılacak. Şehirleşmeden uzaklaşılarak köylerde yaşamın artacak. Yerel yönetimlerin merkezi güçle iş birliği içinde olduğu bir dünya düzeninin hâkim olacak. Ülkemiz rasyonel bir şekilde yönetilerek, dünya finans sistemleriyle barışık hareket etmesi ve öngörülü bakış açısıyla önemli fırsatlar yakalayabilecek
Mustafa Aslan: Hızla artan likidite ve borç ödeme gücündeki zorluklar, hükümetlerin ve merkez bankaların finansal sistemlerin işlerliğini sağlama çabalarına rağmen pek çok endüstriyi derinden sarsıyor. Bu sürecin gayrisafi hasıla ve istihdam üzerindeki etkilerinin tamamen belirsiz olması, iş dünyasındaki güveni zayıflatıyor ve bir sağlık krizi, mali bir krize dönüşüyor
Likidite ve borç ödeme gücü gibi kısa vadeli konularda nakit yönetimi büyük bir önem taşıyor. Bununla birlikte iş dünyasının bu kısa vadedeki zorlukların ardından gelecek olan, sektör ve rekabet yapılarını altüst edebilecek şok dalgalarını yönetmek üzere çok daha kapsamlı direnç planlarına ihtiyaçları var. Daha önce de dile getirmeye çalıştığım üzere gelir tablosuna katkı koyan çözümlere de ihtiyaç var. Salgın sonrası evden çalışma gibi pek çok alanda sosyal inovasyon ve deneylerden öğrenme fırsatları yaratacak. Bu sayede hangi yeniliklerin ekonomik ve sosyal refaha katkı sağlayacağı, hangilerinin ise toplumun gelişimini engelleyeceğine dair bir anlayış geliştirilecek
Soli Özel: Bu süreçte en önemli nokta, bakış açısı değişikliğidir. İmalat sanayinin ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasıdır. Artık ihtiyaç maddelerinin temininde dışa bağımlı olmaktan kaçınılacak. Şehirleşmeden uzaklaşılarak köylerde yaşamın artacak. Yerel yönetimlerin merkezi güçle iş birliği içinde olduğu bir dünya düzeninin hâkim olacak. Ülkemiz rasyonel bir şekilde yönetilerek, dünya finans sistemleriyle barışık hareket etmesi ve öngörülü bakış açısıyla önemli fırsatlar yakalayabilecek
FACEBOOK YORUMLAR