TİM Maden Sektör Kurulu'ndan Madencilik Eğitimine Doping
Pandemi, hammadde ve üretimde kendine yetebilmenin önemini bir kere daha gösterirken TİM Maden Sektör Kurulu, bu alandaki mesleki beceri ve insan kalitesini arttırmak için kolları sıvadı. Buna göre 2020-2021 eğitim dönemi için burs bütçesi 1 milyon TL olarak belirledi
20 Mayıs 2020 - 20:54
Kurul, tüm sektörlere sağladığı ham madde ile ihracatta 40 milyar dolarlık değer oluşumuna katkı sağlayan maden sektörü için çok önemli olan üç mühendislik fakültesine ilgiyi arttırmak için bursun yanı sıra 7+1 eğitim modelini de YÖK’e sundu. Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği eğitiminin bir döneminin üretim tesislerinde tamamlanmasını düzenleyen model, istihdamda kolaylığı da içeriyor
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) ve Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin içinde yer aldığı TİM Maden Sektör Kurulu, online basın toplantısı düzenleyerek okulların maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölümlerine yönelik çalışmaları anlattı. Toplantıda, TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ile EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya ve yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu
Türk maden sektörünün içinde bulunduğu durumu rakamla anlatan TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve aynı zamanda İMİB Başkanı Aydın Dinçer şunları kaydetti:
“Dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80 tanesi Türkiye’de bulunuyor. Türkiye; mermer, traverten, feldspat, krom, bor ve doğal taş ihracatında dünyada ilk üç içerisinde yer alıyor. Toplam maden ihracatımız 2019 yılı için 4,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.Ancak madenler, kullanımı itibariyle hammadde niteliğinde olduklarından diğer tüm sektörler ile birlikte düşünüldüğünde ülke ekonomimize sağladığı yaklaşık katma değer 40 milyar dolar civarında. Yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlayan madencilik sektörünün gelişmesi, ülkemizde yer altında mevcut olan, fakat işlenemeyen rezervlerin tüm sanayi alanlarında kullanımına sunulması; ithalatın önüne geçilerek milli kaynakların değerlendirilmesi anlamına gelmekte. Bunun olabilmesi ve yeni bir madencilik anlayışının gelişmesi için üniversiteden mezun, güçlü mühendislik becerileri olan ve donanımlı insan kaynağının oluşması son derece önemli. Üniversite – sanayi işbirliğini arttıracak projelerimizin nihai amacına ulaşması en büyük arzumuz ve çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürmekteyiz. Hâlihazırda sektörümüzdeki AR-GE çalışmaları da yine bu mühendislik becerileriyle yükseliyor.”
Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği kontenjanları neden boş?
Türkiye’de 14 maden, 10 jeoloji ve 1 cevher hazırlama mühendisliği bölümü bulunduğunu aktaran Dinçer, kontenjanların kimi bölümlerde yüzde 50, kimi bölümlerde ise yüzde 30’a varan oranlarda boş kaldığına, bunun temel nedenini ise bu bölümlerinin öneminin yeteri kadar anlatılmamasına bağlıyor. Dinçer, konuşmasına şöyle devam ediyor:
”2012’den sonra üst üste yaşanan ve acısını hala yüreğimizde hissettiğimiz kazalar sebebiyle maden mühendisliği bölümüne ilgi azaldı. Yine maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği 250-300 bininci sıradan öğrenci aldığı için seçilen öğrenci istenen niteliklere sahip olmadığı gibi matematik, fizik gibi temel bilgilerde ciddi eksiklere sahip. Bu durum eğitim sürecinde ciddi sorunlara neden olurken, mezun öğrenci niteliğini de düşürmekte. Bu duruma, öğrencilerin bir üretim tesisinde çalışmaya yetecek seviyede saha deneyimine sahip olmadan mezun edilmesi de eklenince sektörü daha ileriye taşıyacak, yeni gelişmelere imza atacak nitelikte insana duyulan ihtiyacın makası sürekli açılmakta. Son dönemde geliştirdiğimiz projeleri, maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölüm başkanlarıyla yürüttüğümüz ortak çalışmalarla oluşturduk. Üniversite- sanayi işbirliğini arttıracak projelerimize burs vererek başladık, eğitimin bir dönemini sahada geçirmeyi düzenleyen 7+1 eğitim modeli ile derinleştirmeyi, mezunlarımızı hemen istihdam ederek de sektördeki değişimi arttırmayı hedeflemekteyiz.”
Üniversitede maden eğitimine 7+1 düzenlemesi
Dinçer’in aktardığı bilgiye göre; maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölümlerine üniversite sınav sıralamasında ilk 80 bin arasından öğrenci almak için burs verilecek. TİM Maden Sektör Kurulu, 2020-2021 eğitim dönemi için 1 milyon TL’lik burs bütçesi oluştururken, YÖK ile burs protokolü 12 Mayıs’ta imzalandı. Buna göre; üniversite sınavında ilk 50 bine giren ve ilk 5 tercihinde maden, jeoloji veya cevher hazırlama mühendisliklerinden birini tercih eden ve yerleşen öğrencilere karşılıksız aylık net asgari ücret tutarı kadar burs verilecek. Sınav derecesi 50 bin ile 65 bin arasında olanlara net asgari ücret tutarının yarısı kadar, 65 bin ile 80 bin arasında olanlara ise net asgari ücret tutarının üçte biri kadar karşılıksız burs verilecek.Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) sunulan ve sıcak bakılan 7+1 eğitim modeli ise 7 dönem üniversitede, 1 dönem üretim tesisinde uygulamalı eğitim görmeyi düzenliyor
İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, bu model üzerindeki görüşmelerin devam ettiğini, yakın bir tarihte bunun da hayata geçmesini beklediklerini söyleyerek, niteliği yüksek, mühendislik becerileri gelişkin, uygulamalı eğitim ile yeterlilikleri yüksek mezunların uzun vadede Türk madencilik sektörünü farklı bir noktaya taşıyacağını kaydetti
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Nitelikli yeni mühendisler yetiştirilmesine, madenin katma değerli ihraç edilmesine ön ayak olmuş olacaksınız. Tekstil mühendisliğinde yürütülen burs projesiyle ilki başardık, çok emek verildi. Biz tekstille ilgili burs projesinde iş garantisi sözü verdik. Sizde öyle yaparsanız bir adım daha öne çıkarsınız. En önemli mesele Türkiye’nin yüzde 100 öz sermayesi madenleri gençlere tanıtıp katma değerli nasıl üretim yapılacağını iş imkanlarını anlatmamız lazım. Madenlerin bu ülke için ne kadar önemli olduğunu anlatmamız lazım. Tesislerin ne kadar çok mühendise ihtiyacı olduğunu anlatmalıyız.” dedi.
Madencilikte reform hareketi başladı
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, basın toplantısında yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Türkiye’nin maden sektöründeki rekabet gücünü arttırıp, madenlerden aldığı verimi yükseltebilmesi için iyi yetişmiş nitelikli mühendislere ihtiyacı bulunmakta. Oysa Türkiye’de maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilgi her geçen yıl azalmakta. Bunun başlıca nedenleri arasında maden sektöründe yaşanan kazalar, çevreye ilişkin tartışmalar, sanayi kollarında yaşanan istikrarsızlık ve yatırım azlığı bulunmakta. Sektörün yeni mezunlara şans verme noktasındaki olumsuz tutumu, aynı şekilde mezunların sektörün beklediği nitelikte olmaması ve bunun beraberinde getirdiği istihdama dair durumlar bu bölümlere ilgiyi azaltan diğer nedenler. Bu negatif algıyı değiştirmek ve nitelikli mühendisleri yetiştirmek için başlangıç adımı olarak Ege ve İstanbul Maden ihracatçı Birlikleri üzerine düşeni yaparak elini taşın altına koydu. Sektörün gelecek vizyonu ile örtüşmeyen tablonun, yaklaşık bir yıllık hazırlık sürecinin ardından imzalanan protokolle değişeceğine ve bu yıldan itibaren maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilginin artacağına inanıyoruz. Gençlerimizin sektörlerimiz adına en donanımlı şekilde bölümlerinden mezun olmalarını sağlayıp fabrikalarımızda, kendi açacakları fabrikalarda ya da işletmelerde başlattığımız bu reform hareketini hızlandırmalarını umut ediyoruz.”
Maden sektörünün istihdama etkisi 8 kat daha fazla
Madencilik algısını geliştirmek için bütün alanlarda önemli çalışmalara imza attıklarını da hatırlatan Kaya, başladıkları ancak Kovid-19 salgını nedeniyle ara verdikleri mottosu “Hayatımız Maden” olan proje hakkında da bilgi verdi. Kaya şunları kaydetti:
“Hayatımız Maden mottosuyla; madensiz yaşamanın mümkün olamayacağını, ülkelerin kalkınmasında madenciliğin rolünü, Türkiye’de madencilik faaliyetlerini niçin ve nasıl yapılabileceğini, finansal olarak dışa bağımlılığın madencilikle azalacağını anlatmaktayız. Unutulmamalıdır ki; ülkelerin kalkınması sanayileşme ile mümkündür. Sanayileşmenin ana girdisi ise doğal kaynaklardır. Doğal kaynakları ülkelerin vazgeçilmez hazineleri olarak tanımlamak, diğer bir deyişle, sektörümüzü sanayinin lokomotifi kabul etmek mümkündür. Vasıfsız iş gücünü istihdam eden ve sosyal barışa ciddi katkı sağlayan Türk madencilik sektörü ülkemizde, emeği yoğun olan, köylüyü yerinde tarım işçisinden sanayi işçisi konumuna getiren, köyden şehre göçü önleyen, yatırım birim maliyeti dikkate alındığında diğer sektörlere göre 8 kat daha fazla istihdam sağlayan, olmazsa olmaz bir sektördür. Bu faydayı sağlayan yeraltı zenginliklerimizin sahibi sadece madencilik sektörü değildir. Bu değerler tüm Türkiye'deki 83 milyon insanın sahip olduğu değerlerdir. Bu itibarla, yapmış olduğumuz çalışmalara herkesin katkı sunmasını umut ediyoruz.”
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) ve Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin içinde yer aldığı TİM Maden Sektör Kurulu, online basın toplantısı düzenleyerek okulların maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölümlerine yönelik çalışmaları anlattı. Toplantıda, TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ile EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya ve yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu
Türk maden sektörünün içinde bulunduğu durumu rakamla anlatan TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve aynı zamanda İMİB Başkanı Aydın Dinçer şunları kaydetti:
“Dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80 tanesi Türkiye’de bulunuyor. Türkiye; mermer, traverten, feldspat, krom, bor ve doğal taş ihracatında dünyada ilk üç içerisinde yer alıyor. Toplam maden ihracatımız 2019 yılı için 4,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.Ancak madenler, kullanımı itibariyle hammadde niteliğinde olduklarından diğer tüm sektörler ile birlikte düşünüldüğünde ülke ekonomimize sağladığı yaklaşık katma değer 40 milyar dolar civarında. Yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlayan madencilik sektörünün gelişmesi, ülkemizde yer altında mevcut olan, fakat işlenemeyen rezervlerin tüm sanayi alanlarında kullanımına sunulması; ithalatın önüne geçilerek milli kaynakların değerlendirilmesi anlamına gelmekte. Bunun olabilmesi ve yeni bir madencilik anlayışının gelişmesi için üniversiteden mezun, güçlü mühendislik becerileri olan ve donanımlı insan kaynağının oluşması son derece önemli. Üniversite – sanayi işbirliğini arttıracak projelerimizin nihai amacına ulaşması en büyük arzumuz ve çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürmekteyiz. Hâlihazırda sektörümüzdeki AR-GE çalışmaları da yine bu mühendislik becerileriyle yükseliyor.”
Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği kontenjanları neden boş?
Türkiye’de 14 maden, 10 jeoloji ve 1 cevher hazırlama mühendisliği bölümü bulunduğunu aktaran Dinçer, kontenjanların kimi bölümlerde yüzde 50, kimi bölümlerde ise yüzde 30’a varan oranlarda boş kaldığına, bunun temel nedenini ise bu bölümlerinin öneminin yeteri kadar anlatılmamasına bağlıyor. Dinçer, konuşmasına şöyle devam ediyor:
”2012’den sonra üst üste yaşanan ve acısını hala yüreğimizde hissettiğimiz kazalar sebebiyle maden mühendisliği bölümüne ilgi azaldı. Yine maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği 250-300 bininci sıradan öğrenci aldığı için seçilen öğrenci istenen niteliklere sahip olmadığı gibi matematik, fizik gibi temel bilgilerde ciddi eksiklere sahip. Bu durum eğitim sürecinde ciddi sorunlara neden olurken, mezun öğrenci niteliğini de düşürmekte. Bu duruma, öğrencilerin bir üretim tesisinde çalışmaya yetecek seviyede saha deneyimine sahip olmadan mezun edilmesi de eklenince sektörü daha ileriye taşıyacak, yeni gelişmelere imza atacak nitelikte insana duyulan ihtiyacın makası sürekli açılmakta. Son dönemde geliştirdiğimiz projeleri, maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölüm başkanlarıyla yürüttüğümüz ortak çalışmalarla oluşturduk. Üniversite- sanayi işbirliğini arttıracak projelerimize burs vererek başladık, eğitimin bir dönemini sahada geçirmeyi düzenleyen 7+1 eğitim modeli ile derinleştirmeyi, mezunlarımızı hemen istihdam ederek de sektördeki değişimi arttırmayı hedeflemekteyiz.”
Üniversitede maden eğitimine 7+1 düzenlemesi
Dinçer’in aktardığı bilgiye göre; maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölümlerine üniversite sınav sıralamasında ilk 80 bin arasından öğrenci almak için burs verilecek. TİM Maden Sektör Kurulu, 2020-2021 eğitim dönemi için 1 milyon TL’lik burs bütçesi oluştururken, YÖK ile burs protokolü 12 Mayıs’ta imzalandı. Buna göre; üniversite sınavında ilk 50 bine giren ve ilk 5 tercihinde maden, jeoloji veya cevher hazırlama mühendisliklerinden birini tercih eden ve yerleşen öğrencilere karşılıksız aylık net asgari ücret tutarı kadar burs verilecek. Sınav derecesi 50 bin ile 65 bin arasında olanlara net asgari ücret tutarının yarısı kadar, 65 bin ile 80 bin arasında olanlara ise net asgari ücret tutarının üçte biri kadar karşılıksız burs verilecek.Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) sunulan ve sıcak bakılan 7+1 eğitim modeli ise 7 dönem üniversitede, 1 dönem üretim tesisinde uygulamalı eğitim görmeyi düzenliyor
İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, bu model üzerindeki görüşmelerin devam ettiğini, yakın bir tarihte bunun da hayata geçmesini beklediklerini söyleyerek, niteliği yüksek, mühendislik becerileri gelişkin, uygulamalı eğitim ile yeterlilikleri yüksek mezunların uzun vadede Türk madencilik sektörünü farklı bir noktaya taşıyacağını kaydetti
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Nitelikli yeni mühendisler yetiştirilmesine, madenin katma değerli ihraç edilmesine ön ayak olmuş olacaksınız. Tekstil mühendisliğinde yürütülen burs projesiyle ilki başardık, çok emek verildi. Biz tekstille ilgili burs projesinde iş garantisi sözü verdik. Sizde öyle yaparsanız bir adım daha öne çıkarsınız. En önemli mesele Türkiye’nin yüzde 100 öz sermayesi madenleri gençlere tanıtıp katma değerli nasıl üretim yapılacağını iş imkanlarını anlatmamız lazım. Madenlerin bu ülke için ne kadar önemli olduğunu anlatmamız lazım. Tesislerin ne kadar çok mühendise ihtiyacı olduğunu anlatmalıyız.” dedi.
Madencilikte reform hareketi başladı
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, basın toplantısında yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Türkiye’nin maden sektöründeki rekabet gücünü arttırıp, madenlerden aldığı verimi yükseltebilmesi için iyi yetişmiş nitelikli mühendislere ihtiyacı bulunmakta. Oysa Türkiye’de maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilgi her geçen yıl azalmakta. Bunun başlıca nedenleri arasında maden sektöründe yaşanan kazalar, çevreye ilişkin tartışmalar, sanayi kollarında yaşanan istikrarsızlık ve yatırım azlığı bulunmakta. Sektörün yeni mezunlara şans verme noktasındaki olumsuz tutumu, aynı şekilde mezunların sektörün beklediği nitelikte olmaması ve bunun beraberinde getirdiği istihdama dair durumlar bu bölümlere ilgiyi azaltan diğer nedenler. Bu negatif algıyı değiştirmek ve nitelikli mühendisleri yetiştirmek için başlangıç adımı olarak Ege ve İstanbul Maden ihracatçı Birlikleri üzerine düşeni yaparak elini taşın altına koydu. Sektörün gelecek vizyonu ile örtüşmeyen tablonun, yaklaşık bir yıllık hazırlık sürecinin ardından imzalanan protokolle değişeceğine ve bu yıldan itibaren maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilginin artacağına inanıyoruz. Gençlerimizin sektörlerimiz adına en donanımlı şekilde bölümlerinden mezun olmalarını sağlayıp fabrikalarımızda, kendi açacakları fabrikalarda ya da işletmelerde başlattığımız bu reform hareketini hızlandırmalarını umut ediyoruz.”
Maden sektörünün istihdama etkisi 8 kat daha fazla
Madencilik algısını geliştirmek için bütün alanlarda önemli çalışmalara imza attıklarını da hatırlatan Kaya, başladıkları ancak Kovid-19 salgını nedeniyle ara verdikleri mottosu “Hayatımız Maden” olan proje hakkında da bilgi verdi. Kaya şunları kaydetti:
“Hayatımız Maden mottosuyla; madensiz yaşamanın mümkün olamayacağını, ülkelerin kalkınmasında madenciliğin rolünü, Türkiye’de madencilik faaliyetlerini niçin ve nasıl yapılabileceğini, finansal olarak dışa bağımlılığın madencilikle azalacağını anlatmaktayız. Unutulmamalıdır ki; ülkelerin kalkınması sanayileşme ile mümkündür. Sanayileşmenin ana girdisi ise doğal kaynaklardır. Doğal kaynakları ülkelerin vazgeçilmez hazineleri olarak tanımlamak, diğer bir deyişle, sektörümüzü sanayinin lokomotifi kabul etmek mümkündür. Vasıfsız iş gücünü istihdam eden ve sosyal barışa ciddi katkı sağlayan Türk madencilik sektörü ülkemizde, emeği yoğun olan, köylüyü yerinde tarım işçisinden sanayi işçisi konumuna getiren, köyden şehre göçü önleyen, yatırım birim maliyeti dikkate alındığında diğer sektörlere göre 8 kat daha fazla istihdam sağlayan, olmazsa olmaz bir sektördür. Bu faydayı sağlayan yeraltı zenginliklerimizin sahibi sadece madencilik sektörü değildir. Bu değerler tüm Türkiye'deki 83 milyon insanın sahip olduğu değerlerdir. Bu itibarla, yapmış olduğumuz çalışmalara herkesin katkı sunmasını umut ediyoruz.”
FACEBOOK YORUMLAR