Yeni Normalde Çalışma Dünyasının Geleceği

EY Türkiye’nin Çalışma Dünyasının Geleceği Yeni Normal raporuna göre; uzaktan çalışma modelinin çalışma dünyasında hızla yaygınlaşması uzun vadede yenilikçi çalışma modellerinin temellerini oluşturan bir unsur oldu. Çalışanların %54’ü COVID-19 dönemi sonrasında sürekli ofiste çalışmaya dönmek istemiyor. Öğrencilerin %73’ü, iş hayatına adım attıklarında hem ofis hem uzaktan çalışmayı içeren karma bir çalışma modeli tercih ettiklerini belirtiyor

Yeni Normalde Çalışma Dünyasının Geleceği
25 Kasım 2020 - 19:07
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri rapor sonuçlarıyla ilgili olarak, “Uzun vadede teknolojinin hâkim olduğu yeni bir çalışma dünyası bizleri bekliyor. Bu bağlamda, iş sürekliliği sağlamak ve yeni normale adapte olmak adına kurumların bazı aksiyonlar almaları bir tercihten öte artık bir zorunluluk” açıklamasını yaptı

Çalışan, işveren, yatırımcı ve öğrenci olmak üzere 300 katılımcı ile gerçekleştirilen anket sonucu oluşturulan rapor iş dünyasındaki dönüşüme ışık tutuyor

Pandemi sonrası ofise dönüş konusunda fikir birliği yok

Anket kapsamında çalışanlara COVID-19 dönemi sonrasında sürekli ofiste çalışmaya dönmek isteyip istemediklerini sorulduğunda, %54’ünün olumsuz yanıt verdiği görülüyor. Müdürler ve üst düzey yöneticiler tarafından verilen yanıtlara bakıldığında ise katılımcıların %53’ünün krizden sonra ofiste çalışmayı tercih edeceğini belirtiyor. Yönetsel seviyeler arasındaki bu fikir ayrılığı bir yandan kuşaklar arası beklenti farkını ortaya koyarken diğer yandan da COVID-19 dönemi sonrası çalışma dünyasının geleceğine ilişkin belirsizliklerin bir göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Buna karşın farklı ihtiyaçlardan dolayı ofise gitmeyi bir ihtiyaç olarak gören çalışanların ofiste çalışmayı istemelerinin temel sebepleri arasında sosyal kalmak (%29), ofiste daha iyi çalışma kaynaklarına erişim (%24) ve meslektaşlarla daha iyi iş birliği (%23) gibi unsurlar yer alıyor. Y ve Z kuşağından oluşan öğrenci katılımcıların iş hayatından temel beklentileri arasında da esnek çalışma modeli başta geliyor. Katılımcıların %73’ü, iş hayatına adım attıklarında hem ofis hem uzaktan çalışmayı içeren karma bir çalışma modeli tercih ettiklerini belirtiyor

COVID-19 dönemi ve dijitalleşme öğrencilerin kariyer planlarını değiştirdi

Öğrencilerin %63’ü COVID-19 dönemi ve dijitalleşmedeki hızlanmanın kariyer planlamalarında değişikliğe neden olduğunu belirtiyor. Bunun başlıca nedenleri arasında COVID-19 döneminde ve sonrasında değişen müşteri talepleri nedeniyle belirli sektörlerin gelişmesi veya küçülmesi (%54) ve gelişen yeni teknolojiler (%52) yer alıyor

Uzaktan çalışma üretkenliği artırdı ancak yalnızlaştırdı

Çalışanların yarısı uzaktan çalışma döneminde, COVID-19 öncesi döneme kıyasla üretkenliklerinin artığını belirtiyor. Bu rakam, müdür ve üst düzey yöneticiler için %60’a kadar çıkıyor. Buna karşın, uzaktan çalışmanın getirdiği bazı zorluklar olduğu da anket sonucu ortaya çıkıyor. Bunların başında evde çalışılan sürede artan yalnızlık duygusu ve insan ilişkilerinin zayıfladığı düşüncesi geliyor (%41). Bu modelin bir diğer zorluğu ise evdeki alan yetersizliği nedeniyle iş ve özel alan arasında farklılık bulunmaması (%41). Katılımcıların %37’si ise uzaktan çalışmanın herhangi bir zorluk teşkil ettiğini düşünmüyor. Bu düşünce, özellikle Y kuşağına ait katılımcılarda daha baskın (%40)

Çalışanlar COVID-19 sonrası kısıtlı derecede iş seyahati yapmak istiyor

Yurtiçi ve yurtdışı seyahat yasakları kaldırıldıkça, eski etkileşim şekillerine dönülüp dönülmeyeceği kurumlar için henüz hâlâ tartışma konusu. Bu bağlamda çalışanların yarısından fazlası (%55) COVID-19 sonrasında kısıtlı derecede iş amaçlı seyahat yapmak istediğini belirtiyor. COVID-19 öncesi dönemde çalışanların %18’i ‘genelde’ iş seyahati yaptığını belirten, kriz sonrasında bu sıklıkta seyahat etmek isteyen kişiler yalnızca %3’lük bir kesim. Olası iş seyahatlerinin sebeplerine ilişkin olarak çalışanların çoğunluğu, etkinlik ve eğitim gibi nedenlerden dolayı seyahat etmek istediğini belirtiyor. Çalışanların %20’si ise kurumlarının sıfır seyahat politikası izlemesi gerektiği düşünüyor

Yeni normale uyumda dijital dönüşümün boyutu tartışılıyor

Teknoloji yalnızca krizin kısa vadede etkileri ile başa çıkmak için değil, uzun vadede yeni normale uyum sağlamak için gerekli bir faktör olarak öne çıkıyor. Müdür ve üst düzey yöneticilerin %61’i gelecekte kurumlarının mevcut dijital araçlarını ve teknolojisini geliştirmek için orta seviyede değişikliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Olası değişiklikler arasında, çalışanların %55’i COVID-19 sonrasında kurumlarının uzaktan çalışmayı basitleştirmeye yönelik aksiyonlar almasını isterken, %48’lik bir kesim, iş gücü planlaması için yeni araçların geliştirilmesi talep ediyor. İşverenler tarafında ise %59’luk bir kesim, çalışanların mevcut durumda kullanmakta olduğu teknolojilerde ve araçlarda bir değişiklik yapmayı düşünmüyor. Teknolojik altyapıya ilişkin bu fikir ayrılığı gelecekte dijital dönüşümün boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor

Çalışanlar becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim talep ediyor

Gelişen teknolojiler ve çalışma dünyasının her geçen gün daha da içine giren dijital dönüşüm, çalışanlar için yeni yetkinlik ihtiyacını de beraberinde getirdi. Çalışanların %59’u uzaktan çalışma ve çevrimiçi toplantı becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimlerin yürütülmesini isterken, %58’lik bir kesim çevrimiçi eğitim ve gelişim platformlarının yaygınlaştırılmasını talep ediyor. Y kuşağına ait çalışanların %25’i gelecek öğrenme ve yetenek gelişimi planlamalarını büyük ölçüde, %49’u da orta derecede değiştirdiğinin altını çiziyor

Geleceğin yetkinlikleri: Veri analitiği uygulamaları, tasarım odaklı düşünme, bulut teknolojileri

Çalışma dünyasının gelecek oyuncuları olan öğrencilerin %64’ü, dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin daha verimli ve etkin bir çalışma dünyasına katkı sağlayacağı düşüncesinde. Öğrencilerin %66’sı dijitalleşme ile birlikte çalışanların yeni yetkinlik ihtiyacının artacağını düşünüyor. Bu bağlamda, öğrencilerin geleceğe yatırım yapmak adına edinmek istedikleri yetkinliklerin en başında veri analitiği ve uygulamaları (%39), tasarım odaklı düşünme (%28) ve bulut teknolojileri (%19) gibi dijital yetkinlikler yer alıyor

Kriz döneminde pozitif etkilenen sektörler uzun vadede de pozitif eğilim gösterecek

Raporda COVID-19 krizi ve beraberinde gelen belirsizlik ortamının tüm sektörleri farklı şekillerde etkilediği belirtiliyor. Anket sonuçlarına göre; teknoloji, perakende ve telekomünikasyon sektörleri yatırımcılar tarafından en olumlu etkilenen sektörler olarak değerlendirilirken, petrol ve gaz, otomotiv, enerji ve altyapı ile medya ve eğlence sektörleri ise en olumsuz etkilenenler olarak öne çıkıyor. Krizin sektörler üzerindeki etkilerinin uzun dönemde devam etmesi bekleniyor. Ankete katılan yatırımcıların %50’si kriz döneminde pozitif etkilenen sektörlerin uzun vadede de pozitif eğilim göstereceğini düşünüyor. En çok yatırım yapılan sektörlere bakıldığında, perakende (%55) ve teknoloji (%45) sektörleri başı çekiyor

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum