Zeytinyağında Kalite Seferberliği
Zeytindostu Derneği çeşitli illerde zeytinyağında kalite standartlarını anlattı. Ankara, Mut, Bodrum, Germiyan (Çeşme), Gömeç ve Muğla’da düzenlenen; zeytin hasadı, zeytinyağının saklama koşulları, duyusal özelliklerinin anlatıldığı etkinlikler Bayramiç’te devam edecek. Zeytinyağında kalitenin korunması için saklama koşullarının önemine de değinilen eğitimlerde zeytinyağının üretim sürecinde ısı, ışık, hava ve su ile temasının engellenmesi gerektiği vurgulandı
03 Aralık 2019 - 19:14
Zeytinyağında kalite konusunda toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Zeytindostu Derneği Dünya Zeytin Günü etkinlikleri kapsamında çeşitli illerde düzenlenen bir dizi organizasyonda üretici ve tüketicileri bilgilendirmeyi sürdürüyor. Bu çerçevede Zeytindostu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fügen Durlu Özkaya, Yönetim Kurulu Üyeleri Atilla Totoş, Dilşen Oktay Ertem, Nedim Ekmekçiler, Zeynep Aktürk Muğla Panel Başkanı Ferudun Kaykı ve Ankara Tadım Paneli Üyesi Seçil Tireli ile Muğla, Mut, Bodrum ve Ankara’da festival, şenlik ve eğitimlere destek veren Dernek, Gömeç ve Çeşme’de de çeşitli etkinlikler düzenledi. Aralık ayında ise Bayramiç’te gerçekleşecek Zeytinyağında Farkındalık konulu toplantıda Zeytindostu Derneği Çanakkale Temsilcisi Mustafa Öz bir sunum yapacak.
Zeytinyağı farkındalık eğitimlerinde zeytinyağının zeytin bahçelerinden son tüketiciye kadar kalite koşullarına dikkat çeken Zeytindostu Derneği yetkilileri, kaliteli zeytinyağının bu kalitesini koruması için saklama koşullarının da öneminin altını çiziyorlar. Ankara’da düzenlenen Anadolu’dan Dünyaya Kahvaltı Festivalinde konuşan Zeytindostu Derneği Tadım Paneli Üyesi Seçil Tireli zeytinyağının havayı, ışığı, sıcağı ve suyu sevmediğini söyledi. Zeytinyağını sağlıklı bir ürün yapan kriterlerin, barındırdığı bileşenlerden kaynaklandığını ve bu bileşenlerin ışığa maruz kaldığında kimyasal bozulmaya uğradığını kaydeden Tireli şu bilgileri paylaştı:
“Zeytinyağı denince aklımıza hep sağlık vurgusu geliyor. Hakikaten zeytinyağının içinde ona sağlık kazandıran pek çok bileşen var. Bunlar yağ asitleri, vitaminler ve polifenoller… Bu sağlık bileşenleri pek çok şeyi sevmiyorlar. Havayı, sıcaklığı, su ile teması sevmiyorlar. Suyun içinde hemen erime eğilimi gösteriyorlar. Çevre kokusunu da sevmez zeytinyağı. Açık bir kabın içindeyken kokuyu hemen içine çeker ve o kokuyla bizi karşılar. Zeytinyağı ışığı da sevmiyor. Işık ile temasa geçtiğinde içindeki kimsayal bozulma süreci hızlanıyor. Zeytinyağını sağlık için tüketmek istiyorsak kalite yolculuğuna çıkmamız gerekir. Bu kalite yolculuğu zeytin bahçesinden başlar, sıkılıp şişelendiği yere devam eder, nihai tüketicinin damağına değdiği anda biter bu yolculuk. Zeytinyağına uygun bir ambalaj kullanılmalı. Teneke ve cam şişeleri kastediyoruz. Asla ve asla plastik ambalaj kullanılmamalı. Plastik zeytinyağıyla iyi geçinen bir ambalaj değil. Zeytinyağının içindeki yağ asitleri plastiği çözüyor.”
Döverek hasat verim kaybı nedeni
Mut’ta düzenlenen Zeytinyağında Yeni Eğilimler ve Zeytinyağının Mutfaktaki Yeri konulu toplantıda bir sunum yapan Zeytindostu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fügen Durlu Özkaya ise zeytinyağının kalite serüveninde en büyük maliyet kalemi olan hasat sürecine işaret etti. Zeytin hasadında dip zeytini ile daldaki zeytinin karıştırılmaması gerektiğine değinen Özkaya dalları döverek hasat etmenin ise verim kaybına neden olacağını sözlerine ekledi.
‘MEYVEDEKİ POLİFENOL YAĞA AKTARILIRSA SAĞLIK DEĞERİ ARTAR’
Zeytinyağında bulunan polifenollerin insan sağlığı için çok önemli olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Özkaya şunları söyledi:
“Bahçeden sofraya kadar olan süreçte bir takım kritik noktalara dikkat ettiğimiz taktirde katma değeri yüksek zeytinyağı elde ederiz. Aksi durumda elimizdeki ürün sadece yağdan ibaret olur. Zeytin ağacının ömrüne ömür katan bileşenler, farklı oranlarda, kökten yaprağa ağacın her bölümünde mevcuttur. Biz polifenoller olarak adlandırılan bu bileşenleri en üst düzeyde olacak şekilde zeytin meyvesinden zeytinyağına aktarabilirsek sağlık değeri ve dolayısıyla katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluruz. Bunun yolu da hasat zamanının doğru tespit edilmesi, hasadın meyveye zarar vermeden yapılarak kasalarda fabrikaya götürülmesi, en fazla 24 saat içinde sağlıklı meyvelerin sıkımına başlanması, fabrika hijyeninin sağlanarak koku kaynaklarının yok edilmesi, sıkılan zeytinyağının dinlendirilmesi ve depolanması sırasında posasının alınması, ısı, ışık, hava ve plastik temasından kaçınılması gibi kriterlere bağlıdır. Bununla birlikte tüketicinin de bir takım noktalara dikkat ederek seçim yapmasında fayda var. Sağlık amaçlı, gıda takviyesi olarak kullanılacak yağı doğrudan içmeli, gurme amaçlı kullanabileceği yağı salata, meze gibi soğuk hazırlanan, ısıl işlem görmeyen yemeklerde kullanmalı, meyvemsilik, acılık, yakıcılık gibi özellikleri az ya da hiç olmayan zeytinyağını ise kızartma ve tencere yemeği yaparken tercih etmeli.”
29 Kasım’da ise Gömeç’te gerçekleştirilen 1. Zeytinyağı Tadım Şenliği’nde Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dilşen Oktay zeytinyağı kaliteli zeytinyağı üretimi hakkında bilgi ve tadım eğitimi verdi.
Çeşme Germiyan Köy Kahvesi’nde düzenlenen etkinlikteyse Zeytindostu Derneği Başkan Vekili Nedim Ekmekçiler “Ölmez Ağaç Zeytin” adlı Antik Çağ’dan günümüze zeytin ve zeytinyağının şiir ve müzik eşliğinde fotoğraf sunumu gerçekleştirdi. Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Aktürk ve Nedim Ekmekçiler “Zeytin ve Zeytinyağı’nda Doğru Kalite Üretim Yöntemleri” adlı bir de sunum yaptılar.
Yine etkinlikler kapsamında Germiyan Eski Un Değirmeni’nde Zeytindostu Derneği tarafından açılan “Zeytin” konulu resim sergisi Çeşmeliler tarafından ilgi gördü
Zeytinyağı farkındalık eğitimlerinde zeytinyağının zeytin bahçelerinden son tüketiciye kadar kalite koşullarına dikkat çeken Zeytindostu Derneği yetkilileri, kaliteli zeytinyağının bu kalitesini koruması için saklama koşullarının da öneminin altını çiziyorlar. Ankara’da düzenlenen Anadolu’dan Dünyaya Kahvaltı Festivalinde konuşan Zeytindostu Derneği Tadım Paneli Üyesi Seçil Tireli zeytinyağının havayı, ışığı, sıcağı ve suyu sevmediğini söyledi. Zeytinyağını sağlıklı bir ürün yapan kriterlerin, barındırdığı bileşenlerden kaynaklandığını ve bu bileşenlerin ışığa maruz kaldığında kimyasal bozulmaya uğradığını kaydeden Tireli şu bilgileri paylaştı:
“Zeytinyağı denince aklımıza hep sağlık vurgusu geliyor. Hakikaten zeytinyağının içinde ona sağlık kazandıran pek çok bileşen var. Bunlar yağ asitleri, vitaminler ve polifenoller… Bu sağlık bileşenleri pek çok şeyi sevmiyorlar. Havayı, sıcaklığı, su ile teması sevmiyorlar. Suyun içinde hemen erime eğilimi gösteriyorlar. Çevre kokusunu da sevmez zeytinyağı. Açık bir kabın içindeyken kokuyu hemen içine çeker ve o kokuyla bizi karşılar. Zeytinyağı ışığı da sevmiyor. Işık ile temasa geçtiğinde içindeki kimsayal bozulma süreci hızlanıyor. Zeytinyağını sağlık için tüketmek istiyorsak kalite yolculuğuna çıkmamız gerekir. Bu kalite yolculuğu zeytin bahçesinden başlar, sıkılıp şişelendiği yere devam eder, nihai tüketicinin damağına değdiği anda biter bu yolculuk. Zeytinyağına uygun bir ambalaj kullanılmalı. Teneke ve cam şişeleri kastediyoruz. Asla ve asla plastik ambalaj kullanılmamalı. Plastik zeytinyağıyla iyi geçinen bir ambalaj değil. Zeytinyağının içindeki yağ asitleri plastiği çözüyor.”
Döverek hasat verim kaybı nedeni
Mut’ta düzenlenen Zeytinyağında Yeni Eğilimler ve Zeytinyağının Mutfaktaki Yeri konulu toplantıda bir sunum yapan Zeytindostu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fügen Durlu Özkaya ise zeytinyağının kalite serüveninde en büyük maliyet kalemi olan hasat sürecine işaret etti. Zeytin hasadında dip zeytini ile daldaki zeytinin karıştırılmaması gerektiğine değinen Özkaya dalları döverek hasat etmenin ise verim kaybına neden olacağını sözlerine ekledi.
‘MEYVEDEKİ POLİFENOL YAĞA AKTARILIRSA SAĞLIK DEĞERİ ARTAR’
Zeytinyağında bulunan polifenollerin insan sağlığı için çok önemli olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Özkaya şunları söyledi:
“Bahçeden sofraya kadar olan süreçte bir takım kritik noktalara dikkat ettiğimiz taktirde katma değeri yüksek zeytinyağı elde ederiz. Aksi durumda elimizdeki ürün sadece yağdan ibaret olur. Zeytin ağacının ömrüne ömür katan bileşenler, farklı oranlarda, kökten yaprağa ağacın her bölümünde mevcuttur. Biz polifenoller olarak adlandırılan bu bileşenleri en üst düzeyde olacak şekilde zeytin meyvesinden zeytinyağına aktarabilirsek sağlık değeri ve dolayısıyla katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluruz. Bunun yolu da hasat zamanının doğru tespit edilmesi, hasadın meyveye zarar vermeden yapılarak kasalarda fabrikaya götürülmesi, en fazla 24 saat içinde sağlıklı meyvelerin sıkımına başlanması, fabrika hijyeninin sağlanarak koku kaynaklarının yok edilmesi, sıkılan zeytinyağının dinlendirilmesi ve depolanması sırasında posasının alınması, ısı, ışık, hava ve plastik temasından kaçınılması gibi kriterlere bağlıdır. Bununla birlikte tüketicinin de bir takım noktalara dikkat ederek seçim yapmasında fayda var. Sağlık amaçlı, gıda takviyesi olarak kullanılacak yağı doğrudan içmeli, gurme amaçlı kullanabileceği yağı salata, meze gibi soğuk hazırlanan, ısıl işlem görmeyen yemeklerde kullanmalı, meyvemsilik, acılık, yakıcılık gibi özellikleri az ya da hiç olmayan zeytinyağını ise kızartma ve tencere yemeği yaparken tercih etmeli.”
29 Kasım’da ise Gömeç’te gerçekleştirilen 1. Zeytinyağı Tadım Şenliği’nde Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dilşen Oktay zeytinyağı kaliteli zeytinyağı üretimi hakkında bilgi ve tadım eğitimi verdi.
Çeşme Germiyan Köy Kahvesi’nde düzenlenen etkinlikteyse Zeytindostu Derneği Başkan Vekili Nedim Ekmekçiler “Ölmez Ağaç Zeytin” adlı Antik Çağ’dan günümüze zeytin ve zeytinyağının şiir ve müzik eşliğinde fotoğraf sunumu gerçekleştirdi. Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Aktürk ve Nedim Ekmekçiler “Zeytin ve Zeytinyağı’nda Doğru Kalite Üretim Yöntemleri” adlı bir de sunum yaptılar.
Yine etkinlikler kapsamında Germiyan Eski Un Değirmeni’nde Zeytindostu Derneği tarafından açılan “Zeytin” konulu resim sergisi Çeşmeliler tarafından ilgi gördü
FACEBOOK YORUMLAR